KONSUKE MATSUSHITA
Tüm servetini
kaybetti, 'sil baştan' zirveye çıktı
Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda yenilenler cephesinde
yer almasıyla birlikte dişiyle tırnağıyla kazıyarak kurduğu şirketi elinden
alınıp gitti. Tüm mal varlığına el konuldu ve başladığı noktanın bile gerisine
düştü. Yeniden yoksuldu. Üstüne üstlük milyon dolarlarla ifade edilen borçları
vardı.
Yeniden sıfır noktasına dönmüştü ama başarılı olmayı bir kez
öğrenmiş biri olarak tekrar zirveye çıkması bu kez zor olmayacaktı. Önemli olan
başarının mantığını bilmekti, gerisi teferruattı.
Başarısının tesadüf olmadığını ikinci kez zirveye yükselerek
kanıtladı. Mal varlığını geri alabilmek için giriştiği mücadeleyi de kazandı.
19501i yıllarda adeta küllerinden yeniden doğdu. Üstelik daha da güçlenmiş
olarak.
Yeni ürün geliştirilmesine büyük önem veren Matsushita'nın
yönetim anlayışı da sürekli gelişme ve asla mevcutla yetinmeme üzerine
kuruluydu. Kurduğu şirketlerin dinamik yapıda olmasına önem veren Matsushita,
esnek üretim ve esnek rekabetin ilk uygulayıcılarındandı.
Tüm zamanların en
esinlendirici kişiliklerinden biri oldu
Çıraklıktan dünya çapında başarıyla yükselen Matsushita'nın
en çok örnek alınan kişiliklerden biri olmasının sim yolmaz azmi ve kendini
sürekli geliştirmesiydi.
John P. Kotter, şöyle diyor:
Başkaları, başarısızlık acısı ya da başarı kibrinin bir
sonucu olarak, otuzlu ya da kırklı yaşlarında sabit bir düzeyde tutunmaya Yarar
kılarken, Matsushita öğrenmeyi ve gelişmeyi hep sürdürdü."
Onun hayatı, her şeyin bittiği düşünülen anlarda yeni
başlangıçlar yapılabileceğinin örnekleriyle doluydu. Yaşamının değişik
dönemlerinde karşı karşıya kaldığı zorluklar, onu olayları yeniden
değerlendirmeye ve sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye itti.
İnsanlığı geliştirmeyi de ideal edindi
Mutluluk için para kazanmanın tek başına yeterli olmadığını
anladıktan sonra insanlık için büyük ideallerin peşine düştü. Önce
Çalışanlarına daha iyi koşullar sunmak için radikal kararlar aldı. Sonra
toplumun gelişmesine katkı sunma sorumluluğunu şirket felsefesi haline getirdi.
2. Dünya Savaşı sonrasında ise dünya barışı, refahı ve mutluluğuna katkı sunmak
için kurduğu enstitü aracılığıyla birikimlerini tüm insanlıkla paylaşmaya
başladı.
Sadece ilkokul mezunuydu ama kendisini o kadar geliştirdi
ki, ülkesinde 'yönetimin tanrısı' diye nitelenen, büyük bir kanaat önderi oldu.
Sadece parasıyla değil, fikirleriyle de saygı görüyordu.
En belirgin özelliği zorluklar karşısındaki dayanıklılığı
olan Matsushita yakaladığı başarıyı; 'tutku, bilmek, açık fikirlilik, yapmak ve
yaptıklarını gözden geçirmek’ kelimeleriyle açıklıyordu.
fıim zamanların en esinlendirici kişiliklerinden biri oldu
Çıraklıktan dünya çapında başarıya yükselen Matsushi- a'nın
en ǰ^ örnek alınan kişiliklerden biri olmasının sim yıkılmaz azmi ve kendini
sürekli geliştirmesiydi.
John P. Kotter, şöyle diyor:
iBaşkaları1 başarısızlık acısı ya da başarı kibirinin bir
sonucu olarak, otuzlu ya da kırklı yaşlarında sabit bir düzeyde tutunmaya karar
kılarken, Matsushita öğrenmeyi ve gelişmeyi hep sürdürdü."
Onun hayatı, her şeyin bittiği düşünülen anlarda yeni başlangıçlar
yapılabileceğinin örnekleriyle doluydu. Yaşamının değişik dönemlerinde karşı
karşıya kaldığı zorluklar, onu olayları yeniden değerlendirmeye ve sürekli yeni
bir şeyler öğrenmeye itti.
İnsanlığı geliştirmeyi de ideal edindi
Mutluluk için para kazanmanın tek başına yeterli olmadığını
anladıktan sonra insanlık için büyük ideallerin peşine düştü. Önce
Çalışanlarına daha iyi koşullar sunmak için radikal kararlar aldı. Sonra
toplumun gelişmesine katkı sunma sorumluluğunu şirket felsefesi haline getirdi.
2. Dünya Savaşı sonrasında ise dünya barışı, refahı ve mutluluğuna katkı sunmak
için kurduğu enstitü aracılığıyla birikimlerini tüm insanlıkla paylaşmaya
başladı.
Sadece ilkokul mezunuydu ama kendisini o kadar geliştirdi
ki, ülkesinde 'yönetimin tanrısı' diye nitelenen, büyük bir kanaat önderi oldu.
Sadece parasıyla değil, fikirleriyle de saygı görüyordu.
En belirgin özelliği zorluklar karşısındaki dayanıklılığı
olan Matsushita yakaladığı başarıyı; 'tutku, bilmek, açık fikirlilik, yapmak ve
yaptıklarını gözden geçirmek' kelimeleriyle açıklıyordu.
Konosuke
Matsushita'nın yaşadıklarından öğrendiği başarı dersleri
• Mütevazi bir kalp ve açık bir zihinle insan her deneyimden,
her yaşta bir şeyler öğrenebilir. Büyük ve insancıl olan ideallerle, başarı ve
başarısızlığı fethedebilir, ikisinden de dersler çıkarabilir ve gelişmesini
sürdürebilir.
• Herkesin
izleyecek bir yolu vardır. O yol genişler, daralır, yokuş olur, çıkar, sonra
iner. Çaresiz ve umutsuz gezinmelerin olduğu zamanlar olur. Ama cesaret dolu bir
kararlılık ve inanç sayesinde, doğru yol bulunacak-tır. Asıl zevkli olan da
budur.
• Hayatım
boyunca deniz olmak istedim, denizlere hep özendim. Düşünsenize, ırmaklardan,
dere ve çaylardan, göllerden süzülen sular hep denizlere doğru koşuyor. Deniz coştukça
coşuyor, kabardıkça kabarıyor. Bir de şu dağların zirvelerine bakın. Zamanla,
bitki bile yetişmeyen kayalıklara dönüşmüşler. Acınacak durumdalar. Siz de deniz
olmayı hedefleyin. Dağların zirvesinde kalmayın. Çalışanların fikirleri aynı
akar-sulara benzer. Aşağıya doğru akarlar. Siz yukarı çıkan akarsu gördünüz mü?
Eğer makamınızdan dolayı kendinizi bir şey zanneder, onlardan kopar, çalışanlarınıza
tepeden bakmaya başlarsanız, size hiçbir fikir gelmez. Yukarıda kurursunuz,
kendiniz kuruduğunuz gibi şirketinizi de kurutursunuz. Alçakgönüllü olun, deniz
gibi her zaman aşağıda yer alın. Onların arasına girin, onları dinleyin, sizden
korkmasınlar, sizi onlardan birisi olarak görsünler.
•
Kapasitelerini sonuna kadar kararlılıkla kullanmaları halinde en yoksullar bile
çok şeyi başarabilirler. Zor dönemleri sadece tehlike olarak değil, öğrenme
fırsatı olarak da görün. Zorluk ve başarısızlık durumlarında, insan daha
güçlenmiş olarak yeniden doğabilir. Başarı kendini beğenmişliğe ve riskten
nefret etmeye yol açarsa, Kişisel gelişimi durdurabilir. Başarılarını mütevazı
ve dürüst biçimde değerlendirmeye istekli olmak kişisel gelişimin özüdür.
• İnsanların kendi yazgılarından sorumlu özgür özneler olduğuna
inanıyorum. Seçim yapma şansına sahipler.Bir yol bizi barış ve mutluluğa
götürürken, diğeri kaosa ve kendi kendimizi mahvetmeye doğru çekmektedir.
• Gerçekliğe doğrudan, açık ve dürüst biçimde yaklaşın.
Anlık arzular ya da politik entrikaların sizi yoldan çıkarmasına izin vermeyin.
Yağmur yağdığı zaman şemsiyenizi açın.
• Sizce
Thomas Edison'un hiç AR-GE'yle çarçur edeceği parası olmuş mudur? Edison,
gençliğinde gazete satarak geçimini sağlamak zorundaydı. Yine de, AR-GE için
hiç harcama yapmamasına rağmen, dünyaya sayısız katkıda bulunabildi.
• Cesaret
dolu azmimizin ödülünü ileride alacağımıza kesinlikle inanıyorum.
Zorluklarımızın bize boyun eğdirmesi ve moralimizi bozmasına izin vermemeye
çalışalım.
• Dikkatli
çalışmak yeterli değildir. Nasıl bir göreviniz olursa olsun, sanki kendi
şirketinizin başkanıymışsınız gibi, işinizden tamamen sizin sorumlu olduğunuzu
düşünmelisiniz. Böyle yapmakla, sadece uygun cihazların yapılması ve yeni
buluşların doğması mümkün olmaz, ayrıca kendi gelişiminize de büyük katkı
yaparsınız.
• İnsanlar bazen insan doğasının çirkin
ve zayıf taraflarının kölesidir. Bununla birlikte, kendiniz için yüksek
hedefler belirler ve her gün onlar üzerinde düşünmeyi sürdürürseniz, adım adım
daha fazla konsantre olur, kendinizi daha iyi bir insan haline getirir ve
böylece daha mutlu bir kişi olursunuz.
• Gerçekten
işinin ustası olan insanlar, zorlukların kendilerini alt etmesine izin
vermezler. Lider konumunda olan bir insanın aklından çıkarmaması gereken
şeylerden birisi budur.
• Başarı
ya da başarısızlığın, güvenli ve kararlı davranıp davranmayacağınıza bağlı
olduğundan eminim.
• Maddi
konfora sahip olmak kesinlikle mutluluk garantisi değildir. Sadece manevi
zenginlik gerçek mutluluğu getirebilir. Eğer bu doğruysa, işletmenin yaşamın
sadece maddi yanıyla ilgilenip, insan ruhuyla ilgilenmeyi din ya da ahlaka
bırakması mı gerekir? Sanmıyorum. Manevi olarak zengin ve maddi açıdan bolluk
içinde yaşayan bir toplum yaratma çabasına işadamları da katılabilmelidir.
• Mevcut
durumu sürdürmek, çöküşün başlangıcıdır. Hayatta kalabilmek için rakipler yaratmalısın.
MÜMİN SEKMAN'ın İnsan İsterse Azmin Zaferi Öyküleri Eserinden Alıntıdır...
www.kigem.com
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=113233&sa=177267832
0 yorum: