KONSUKE MATSUSHITA (Tüm servetini kaybetti, 'sil baştan' zirveye çıktı)

Yazar: murat güneş Tarih: 10:58 Kategori: Yorum:




KONSUKE MATSUSHITA

Tüm servetini kaybetti, 'sil baştan' zirveye çıktı

Japonya'nın İkinci Dünya Savaşı'nda yenilenler cephesinde yer almasıyla birlikte dişiyle tırnağıyla kazıyarak kurduğu şirketi elinden alınıp gitti. Tüm mal varlığına el konuldu ve başladığı noktanın bile gerisine düştü. Yeniden yoksuldu. Üstüne üstlük milyon dolarlarla ifade edilen borçları vardı.
Yeniden sıfır noktasına dönmüştü ama başarılı olmayı bir kez öğrenmiş biri olarak tekrar zirveye çıkması bu kez zor olmayacaktı. Önemli olan başarının mantığını bilmekti, gerisi teferruattı.
Başarısının tesadüf olmadığını ikinci kez zirveye yükselerek kanıtladı. Mal varlığını geri alabilmek için giriştiği mücadeleyi de kazandı. 19501i yıllarda adeta küllerinden yeniden doğdu. Üstelik daha da güçlenmiş olarak.
Yeni ürün geliştirilmesine büyük önem veren Matsushita'nın yönetim anlayışı da sürekli gelişme ve asla mevcutla yetinmeme üzerine kuruluydu. Kurduğu şirketlerin dinamik yapıda olmasına önem veren Matsushita, esnek üretim ve esnek rekabetin ilk uygulayıcılarındandı.

Tüm zamanların en esinlendirici kişiliklerinden biri oldu

Çıraklıktan dünya çapında başarıyla yükselen Matsushita'nın en çok örnek alınan kişiliklerden biri olmasının sim yolmaz azmi ve kendini sürekli geliştirmesiydi.
John P. Kotter, şöyle diyor:
Başkaları, başarısızlık acısı ya da başarı kibrinin bir sonucu olarak, otuzlu ya da kırklı yaşlarında sabit bir düzeyde tutunmaya Yarar kılarken, Matsushita öğrenmeyi ve gelişmeyi hep sürdürdü."
Onun hayatı, her şeyin bittiği düşünülen anlarda yeni başlangıçlar yapılabileceğinin örnekleriyle doluydu. Yaşamının değişik dönemlerinde karşı karşıya kaldığı zorluklar, onu olayları yeniden değerlendirmeye ve sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye itti.
İnsanlığı geliştirmeyi de ideal edindi
Mutluluk için para kazanmanın tek başına yeterli olmadığını anladıktan sonra insanlık için büyük ideallerin peşine düştü. Önce Çalışanlarına daha iyi koşullar sunmak için radikal kararlar aldı. Sonra toplumun gelişmesine katkı sunma sorumluluğunu şirket felsefesi haline getirdi. 2. Dünya Savaşı sonrasında ise dünya barışı, refahı ve mutluluğuna katkı sunmak için kurduğu enstitü aracılığıyla birikimlerini tüm insanlıkla paylaşmaya başladı.
Sadece ilkokul mezunuydu ama kendisini o kadar geliştirdi ki, ülkesinde 'yönetimin tanrısı' diye nitelenen, büyük bir kanaat önderi oldu. Sadece parasıyla değil, fikirleriyle de saygı görüyordu.
En belirgin özelliği zorluklar karşısındaki dayanıklılığı olan Matsushita yakaladığı başarıyı; 'tutku, bilmek, açık fikirlilik, yapmak ve yaptıklarını gözden geçirmek’ kelimeleriyle açıklıyordu. 
fıim zamanların en esinlendirici kişiliklerinden biri oldu
Çıraklıktan dünya çapında başarıya yükselen Matsushi- a'nın en ǰ^ örnek alınan kişiliklerden biri olmasının sim yıkılmaz azmi ve kendini sürekli geliştirmesiydi.
John P. Kotter, şöyle diyor:
iBaşkaları1 başarısızlık acısı ya da başarı kibirinin bir sonucu olarak, otuzlu ya da kırklı yaşlarında sabit bir düzeyde tutunmaya karar kılarken, Matsushita öğrenmeyi ve gelişmeyi hep sürdürdü."
Onun hayatı, her şeyin bittiği düşünülen anlarda yeni başlangıçlar yapılabileceğinin örnekleriyle doluydu. Yaşamının değişik dönemlerinde karşı karşıya kaldığı zorluklar, onu olayları yeniden değerlendirmeye ve sürekli yeni bir şeyler öğrenmeye itti.
İnsanlığı geliştirmeyi de ideal edindi
Mutluluk için para kazanmanın tek başına yeterli olmadığını anladıktan sonra insanlık için büyük ideallerin peşine düştü. Önce Çalışanlarına daha iyi koşullar sunmak için radikal kararlar aldı. Sonra toplumun gelişmesine katkı sunma sorumluluğunu şirket felsefesi haline getirdi. 2. Dünya Savaşı sonrasında ise dünya barışı, refahı ve mutluluğuna katkı sunmak için kurduğu enstitü aracılığıyla birikimlerini tüm insanlıkla paylaşmaya başladı.
Sadece ilkokul mezunuydu ama kendisini o kadar geliştirdi ki, ülkesinde 'yönetimin tanrısı' diye nitelenen, büyük bir kanaat önderi oldu. Sadece parasıyla değil, fikirleriyle de saygı görüyordu.
En belirgin özelliği zorluklar karşısındaki dayanıklılığı olan Matsushita yakaladığı başarıyı; 'tutku, bilmek, açık fikirlilik, yapmak ve yaptıklarını gözden geçirmek' kelimeleriyle açıklıyordu.

Konosuke Matsushita'nın yaşadıklarından öğrendiği başarı dersleri

•            Mütevazi bir kalp ve açık bir zihinle insan her deneyimden, her yaşta bir şeyler öğrenebilir. Büyük ve insancıl olan ideallerle, başarı ve başarısızlığı fethedebilir, ikisinden de dersler çıkarabilir ve gelişmesini sürdürebilir.

•             Herkesin izleyecek bir yolu vardır. O yol genişler, daralır, yokuş olur, çıkar, sonra iner. Çaresiz ve umutsuz gezinmelerin olduğu zamanlar olur. Ama cesaret dolu bir kararlılık ve inanç sayesinde, doğru yol bulunacak-tır. Asıl zevkli olan da budur.

•             Hayatım boyunca deniz olmak istedim, denizlere hep özendim. Düşünsenize, ırmaklardan, dere ve çaylardan, göllerden süzülen sular hep denizlere doğru koşuyor. Deniz coştukça coşuyor, kabardıkça kabarıyor. Bir de şu dağların zirvelerine bakın. Zamanla, bitki bile yetişmeyen kayalıklara dönüşmüşler. Acınacak durumdalar. Siz de deniz olmayı hedefleyin. Dağların zirvesinde kalmayın. Çalışanların fikirleri aynı akar-sulara benzer. Aşağıya doğru akarlar. Siz yukarı çıkan akarsu gördünüz mü? Eğer makamınızdan dolayı kendinizi bir şey zanneder, onlardan kopar, çalışanlarınıza tepeden bakmaya başlarsanız, size hiçbir fikir gelmez. Yukarıda kurursunuz, kendiniz kuruduğunuz gibi şirketinizi de kurutursunuz. Alçakgönüllü olun, deniz gibi her zaman aşağıda yer alın. Onların arasına girin, onları dinleyin, sizden korkmasınlar, sizi onlardan birisi olarak görsünler.

•             Kapasitelerini sonuna kadar kararlılıkla kullanmaları halinde en yoksullar bile çok şeyi başarabilirler. Zor dönemleri sadece tehlike olarak değil, öğrenme fırsatı olarak da görün. Zorluk ve başarısızlık durumlarında, insan daha güçlenmiş olarak yeniden doğabilir. Başarı kendini beğenmişliğe ve riskten nefret etmeye yol açarsa, Kişisel gelişimi durdurabilir. Başarılarını mütevazı ve dürüst biçimde değerlendirmeye istekli olmak kişisel gelişimin özüdür.

•             İnsanların kendi yazgılarından sorumlu özgür özneler olduğuna inanıyorum. Seçim yapma şansına sahipler.Bir yol bizi barış ve mutluluğa götürürken, diğeri kaosa ve kendi kendimizi mahvetmeye doğru çekmektedir.

•             Gerçekliğe doğrudan, açık ve dürüst biçimde yaklaşın. Anlık arzular ya da politik entrikaların sizi yoldan çıkarmasına izin vermeyin. Yağmur yağdığı zaman şemsiyenizi açın.

•             Sizce Thomas Edison'un hiç AR-GE'yle çarçur edeceği parası olmuş mudur? Edison, gençliğinde gazete satarak geçimini sağlamak zorundaydı. Yine de, AR-GE için hiç harcama yapmamasına rağmen, dünyaya sayısız katkıda bulunabildi.

•             Cesaret dolu azmimizin ödülünü ileride alacağımıza kesinlikle inanıyorum. Zorluklarımızın bize boyun eğdirmesi ve moralimizi bozmasına izin vermemeye çalışalım.

•             Dikkatli çalışmak yeterli değildir. Nasıl bir göreviniz olursa olsun, sanki kendi şirketinizin başkanıymışsınız gibi, işinizden tamamen sizin sorumlu olduğunuzu düşünmelisiniz. Böyle yapmakla, sadece uygun cihazların yapılması ve yeni buluşların doğması mümkün olmaz, ayrıca kendi gelişiminize de büyük katkı yaparsınız.

 •            İnsanlar bazen insan doğasının çirkin ve zayıf taraflarının kölesidir. Bununla birlikte, kendiniz için yüksek hedefler belirler ve her gün onlar üzerinde düşünmeyi sürdürürseniz, adım adım daha fazla konsantre olur, kendinizi daha iyi bir insan haline getirir ve böylece daha mutlu bir kişi olursunuz.

•              Gerçekten işinin ustası olan insanlar, zorlukların kendilerini alt etmesine izin vermezler. Lider konumunda olan bir insanın aklından çıkarmaması gereken şeylerden birisi budur.

•              Başarı ya da başarısızlığın, güvenli ve kararlı davranıp davranmayacağınıza bağlı olduğundan eminim.

•              Maddi konfora sahip olmak kesinlikle mutluluk garantisi değildir. Sadece manevi zenginlik gerçek mutluluğu getirebilir. Eğer bu doğruysa, işletmenin yaşamın sadece maddi yanıyla ilgilenip, insan ruhuyla ilgilenmeyi din ya da ahlaka bırakması mı gerekir? Sanmıyorum. Manevi olarak zengin ve maddi açıdan bolluk içinde yaşayan bir toplum yaratma çabasına işadamları da katılabilmelidir.


•             Mevcut durumu sürdürmek, çöküşün başlangıcıdır. Hayatta kalabilmek için rakipler yaratmalısın.

MÜMİN SEKMAN'ın İnsan İsterse Azmin Zaferi Öyküleri Eserinden Alıntıdır...
www.kigem.com

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=113233&sa=177267832

0 yorum:

d
d